TASAVVUFİ İRFAN IŞIĞINDA KUR'ÂN VE RESULULLAH - IV. KUR
Osman Nuri Küçük, Prof. Dr.
TEKNİK ÖZELLİKLER
- 12 hafta boyunca, haftada 2 saat, toplam 24 saatlik bir eğitim programı
- 7 Ekim – 23 Aralık 2017 tarihleri arasında
- Cumartesi günü 11.00 – 13.00
- Program ücreti: 900 TL (KDV Dahil)
- Programa kayıtta ilk üç kuru tamamlamış olanlara öncelik tanınmakla birlikte, program yeni kayıt yaptıranların da istifade edebileceği niteliktedir
- KAYIT İŞLEMLERİ
KAPSAM
İslâm dini başka bir niteleme olmaksızın sadece İslâm sözcüğü ile ifade edilmelidir. Ancak insanların din algısı Resûlullah (sav) dönemi dâhil, her dönem kendi seviyelerine uygun olmuştur. Sahabe arasında inançta bir tarz, mizaç ve derinlik farkı mevcuttur.
Dinî ilimlerin her biri İslâm’ı ve onun iki temel kaynağı olan Kur’ân ve Sünneti kendi penceresinden yorumlamıştır. İncelenen lafızlar aynı gibi görünür ama yorum ve mana, her disiplinin kendi usûlüne göre farklılık içerir. Bir kelamcının anladığıyla filozofun, müfessirin, fakîh veya vâizin anladığı ve anlattığı din algısı, dinin bir yorumlama biçimidir. Aynı isimle atıfta bulunulsa da farklı bir düşünce metoduna sahiptir.
Genelde İslâm dini özel olarak İslâm tasavvufu temelde Resûlullah’a (sav) dayanır. Kur’ân’a inanmak bile öncelikle Resûlullah’ın (sav) vahiy tecrübesine inanmayı gerektirir. Bu açıdan İbnü'l-Arabî gibi ârifler, Kur’ân ve Resûlullah’ı birbirinden ayrılması mümkün olmayan “ikiz”e benzetmektedir. Her iki kaynağın birbirinden bağımsız ele alınmasının sorunlu İslâm yorumlarına yol açtığına, İslâm tarihinin dünü ve bugünü şahittir.
İslâm dünyasının günümüz ve geçmişteki durumu, her grubun kendi görüşünü desteklemek üzere ileri sürülen farklı İslâm yorumları göz önüne alındığında yaşanılabilir ve sürdürülebilir İslâm yorumu nedir, sorusu önem arz etmektedir.
Tasavvufî irfân geleneği, asırlardır Kur’ân ve Sünnet’e dayanan ve onların verilerini derin bir tecrübenin ışığında yorumlayan muazzam bir kültür mirasına sahiptir. Ortak insan tecrübesine verdiği önem nedeniyle İslâm’ı ırk ve dilleri aşan ezelî hikmet geleneğinden beslenerek anlamaya çalışır. Bu anlayış, diğer dini ilimlerle ilişkilidir. Ancak kendine özgü (sui generis) bir idrake sahiptir.
Bu eğitim programı, gönül dünyamızı mayalayan Mevlânâ, İbnü’l Arabi, Yunus Emre, Niyazi Mısrî, Hacı Bektaş-ı Veli, Üftade, Davud-ı Kayserî, Molla Fenarî gibi âriflerin Kur’ân ve Resûlullah yaklaşımlarını anlamaya yöneliktir. Bunu yaparken salt hümanist söylemler veya sadece sûfî çevrelerce kabul gören tasavvufî yorumlar yerine ilgili konunun birinci elden dayanaklarını anlama ve ilgili bağlamda yorumlama amacı taşımaktadır. On dört asırlık irfân geleneği ışığında her iki kaynağın birbiriyle irtibatlı ele alınması halinde nasıl bir bütünlük oluşturacağı hususunu Kur’ân ayetleri ve Hz. Peygamber’in öğretileri üzerinden incelemektedir.
Âlemlere rahmet olduğu bildirilen Mutlak Rehber Resûlullah’ın (sav) zaman ve mekâna göre değişmeyen yönü nedir ve bizler bu rehberlikten günümüzde nasıl istifade edebiliriz, sorusunu Hz. Peygamber’in hadisleri ve ilgili Kur’ân ayetleri üzerinden inceleme ana fikri üzerine kuruludur. Bu inceleme, metnin lafzî anlamları yanında lafzın işaret ettiği derunî anlamları ihtiva etmektedir. Kısaca yüzeyde olanla irtibatlı İslâm irfân geleneğindeki kavram haritasını anlamaya yöneliktir.
Prof. Dr. Osman Nuri Küçük tarafından hazırlanan ve verilen program, birbirini izleyen dört kur şeklinde düzenlenmiştir. İlk üç kuru tamamlanan programın 12 haftalık birinci kurunda değerli katılımcılarla genel bağlam, Kur’ân’ın ana konuları, vahiy tecrübesinin mahiyeti, irfân geleneğinin Kur’ân’ın ana konularına bakışı, Resûlullah’ın Kur’ân’ı yorumlama metodu üzerinde durulmuştur. İkinci kurda Hallac-ı Mansur’un mürşitlerinden olan Sehl b. Abdullah Tüsteri’nin ilk tasavvufî tefsir kabul edilen eserindeki ayet yorumları, ilgili hadislerle birlikte verilmiştir. Üçüncü kurda İmam Buhâr’nin Sahih-i Buhârî adlı hadis kitabından seçilen konu başlıkları ve hadis-i şerifler, ilgili ayetler ve konunun doktrin boyutunda anlatılan arka plan bağlamında etüt edilmiştir.
DÖRDÜNCÜ KUR:
Ekim 2017’de başlayacak dördüncü kurda Allah elçisinin (sav) hadislerini ihtiva eden İmam Müslim’in (v. 261/875) Câmi’us-Sahîh adlı eseri etüt edilecektir. Bu bağlamda taranarak seçilen yaklaşık yüz yirmi hadis üzerinden Resûlullah’ın Allah – insan – hayat ve metafizik konularında tarihsel şahsiyetini aşan evrensel rehberliğinden istifade edilmesi amaçlanmaktadır.
Derste ele alınacak hadisler, ilgili ayetler, İslâm irfân geleneğinin kavram haritası bağlamında klasik dilbilimsel izahları yanında irfân geleneğinin Resûlullah (sav) algısı üzerinden yüzeysel hadis okumalarının ötesinde etüt edilmektedir. Hadisleri anlamadaki yöntem ve derinlik üzerinde durulmaktadır. Ele alınan kavramlar üzerinden şu soruların da cevabı aranmaktadır.
- Resûlullah’ın (sav) vahiy tecrübesiyle kazandığı evrensel mesajları, tarihsel yaşamı
- Resûlullah’ın (sav) Kur’ân’ı anlama metodu
- Kur’ân-ı Kerim ile Resûlullah (sav) ilişkisi.
Bu kurda ele alınacak hadis-i şeriflerin konu başlıkları şunlardır:
- İman
- Hayatın incelikleri (Rekâik)
- Zühd ve sadelik
- Edepler
- Zikir, dua ve tevbe
- Namaz
- Selam
- Faziletler
- Rüya tabiri
- Kader
- Müslümanlar Arasındaki Fitneler
- Ayetleri tefsirdeki metodu